İZMİR – İzmir Kadın Platformu, 6 kişinin hayatını kaybettiği Dilovası’ndaki yangına ilişkin yaptığı basın açıklamasında “Yaşamlarımızı patronların insafına değil, örgütlü mücadelemize emanet edeceğiz" dedi.
İzmir Kadın Platformu (İKP), Dilovası’ndaki Ravive Kozmetik’te meydana gelen patlama sonucu 2 çocuk 4 kadının yaşamını yitirmesine ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan açıklamada, “Kaza değil katliam. Denetimsizliğe, güvencesizliğe karşı isyandayız” pankart açılırken “İş kazası değil, cinayet”, “Dilovası’nda öldürülen kadınların hesabı sorulacak” yazılı dövizleri taşındı. Sık sık “Kadınlar artık susmayacaklar”, “Kaza değil bu bir katliam” ve “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” sloganlarının atıldığı açıklamada basın metnini platform adına Hatice Çoruk okudu.
Devletin patronlar lehine örgütlendiğini söyleyen Hatice Çorak, katliamın patronların kar hırsı yüzünden gerçekleştiğini ifade etti. Kadınların çalıştığı sektörlerde düşük ücret ve yetersiz önlemlerin olağanlaştığını belirten Hatice Çorak, "Yangın çıkışlarının kapalı olduğu, denetimlerin kâğıt üzerinde yapıldığı her işyeri bir sonraki cinayet mahallidir. Ve bu katliam ‘aile ile iş yaşamının uyumu’ gibi söylemlerle meşrulaştırılan güvencesizliğin en ağır sonucudur. Aile ile iş yaşamının uyumu dedikleri şey, ya açlık sınırında, taciz, hakaret ve mobbing altında güvencesiz çalışma ya da evde ve iş yerinde bir cinayete kurban gitme ihtimalidir. Bu sistem, kadınlara sadece iki seçenek bırakmaktadır: Ya yoksulluk ya da ölüm” dedi.
'AÇIKLAMALAR SORUMLULARI GİZLİYOR'
Politik ve sistematik bir tercih olarak yaşanan bu katliamın ilk olmadığını vurgulayan Hatice Çorak, daha sonra İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerinden çalışan ve iş yerlerinde yaşamlarını yitiren çocukları hatırlatarak "Çocuklar doğrudan MEB’in kurguladığı MESEM’ler eliyle ‘staj’ adı altında sermayenin kar hırsına feda ediliyor. Bu tablo, yoksulluğun ve sermaye düzeninin çocukları nasıl sistemli biçimde ölüme sürdüğünün kanıtıdır. Yoksulluk politikalarıyla aileleri çaresiz bırakan, sosyal destekleri sadakaya indirgeyen iktidar; çocukları fabrikalara, depolara, tarlalara sürmektedir. Devlet, patronlara ucuz çocuk emeği sağlar, sonra da ‘kaza’ der geçer. Her iş cinayetinden sonra Cumhurbaşkanı ve bakanlıklar yine ‘soruşturma başlattık’ açıklamalarıyla öfkeyi bastırmaya çalışıyor. Emeği görünmez kılınan kadınlar, güvencesiz ve denetimsiz işlerde en ağır bedeli ödüyor. Dilovası’nda yitirdiğimiz altı kadın ve çocuk, bu ülkenin dört bir yanında çalışan milyonlarca kadının ve çocuğun ortak kaderini hatırlatıyor: Bu düzen, emeğimizi sömürürken çocukların yaşamını da çalıyor" şeklinde konuştu.
'HEP BİRLİKTE HESAP SORACAĞIZ'
Yaşanan yangının, yalnızca bir fabrikanın değil, tüm sömürü düzeninin sonucu olduğunu kaydeden Hatice Çoruk, buna karşı örgütlü mücadelenin önemine dikkat çekerek, "Kadın ve çocukların yaşamını hiçe sayan bu esnek istihdam biçimleri yerine güvenceli, sendikalı, insanca çalışma koşulları sağlansın diye biz onların ‘kaza’ dediği cinayetlerin hesabını hep birlikte soracağız! Biz kadınlar biliyoruz: Bu düzen kadın düşmanıdır, emek düşmanıdır, çocuk düşmanıdır. Yaşamlarımızı patronların insafına değil, örgütlü mücadelemize emanet edeceğiz. Kadınlar, çocuklar yaşayacak. Biz kazanacağız. Yaşasın kadınların örgütlü mücadelesi! Son olarak yangında yakınlarını yitiren ailelere başsağlığı dilerken, yitirdiklerimizin hesabını hep birlikte soracağımızı bir kez daha ilan ediyoruz” ifadelerini kullandı.
