İSTANBUL - Farklı sıfatlar kullanarak yakınlık kurduğu kadınları dolandıran Fırat Acar hakkında şikayatçi olan G.A., 1 milyon dolar dolandırıldığını söyledi.
Kendisini Ortadoğu uzmanı, uluslararası hukukçu, akademisyen, yazar, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) mağduru ve Barzani ailesinin eski danışmanı olarak tanıtarak duygusal yakınlık kurduğu kadınları dolandırdığı iddia edilen Fırat Acar adlı kişi hakkında bir kadın daha şikâyette bulundu. Acar'ın kendilerini dolandırdığına dair sanal medya hesabından bir kadının ifşasıyla başlayan süreçte, aynı iddialardan E. K. adlı kadın Acar'dan şikâyetçi olmuş, hakkında kamu davasının açılmasını talep etti. E. K.'nin şikâyetinin ardından G. A. adlı kadın Acar'dan "dolandırıcılık" ve "belgede sahtecilik" suçlarından şikayetçi oldu.
Avukatı aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunan G. A., şikayet başvurusunda, Acar'ın kendisini KHK ile ihraç edilen akademisyen olarak tanıttığını, bu nedenle mallarına el koyma kararı olduğu için parasını kullanmadığını, bu şekilde kendisinden yüklü miktarda para aldığını aktardı.
Başvuruda, Acar'ın 2022'de iş ortaklarının ruhsatıyla "ACAR-KAMA-TEĞİN Hukuk Danışmanlık Bürosu" aynı adreste "NFE ve NKA" ile dolandırmaya konu olan "SRC" yayıncılığın aynı adresi kullandığını, daha sonra ise hukuk bürosunun kapatıldığı belirtildi. Başvuruda, Acar'ın bir milyon 250 bin TL sermayeli SRC Yayınları'nı kuracağını, yasal sorunları nedeniyle şirketi kendi adıyla kurmayacağı, şirketin 5 hissedarlı olacağını belirerek, G. A.'nın şirkete hissedar olmasını istediği aktarıldı. Bunun üzerine G. A.'nın da 35 bin TL hisse bedelini, Acar'ın verdiği ve sonradan Acar'ın eşi olduğunu öğrendiği G. S.'nin hesabına yatırdığı kaydedildi. Başvuruda, yine Acar'ın, Almanya'da yaşayan bir yazarın kitaplarını basma bahanesiyle 30 Kasım 2022'de bin euroyu F. A. Ç. adlı kişinin hesabına göndermesini, aynı tarihte C. isimli kişiye 6 bin euroyu elden teslim etmesini sağladığı ifade edildi. Söz konusu kitapların basılmadığı gibi, G. A.'nın da parasının iade edilmediği başvuruda, bu belgelerin soruşturma dosyasına sunulacağı dile getirildi.
'İFC PROJESİ İDDİASIYLA DONALDIRICILIK'
Başvuruda, SRC'nin kuruluşundan sonra Acar'ın Dünya Bankası'na bağlı Uluslararası Finans Kurumu'nun (İFC) "Kültür Sanat Hibe" projesi kapsamında 3 milyon dolar ödeme yapılması gerektiğini, herhangi bir olumsuzluk durumunda ise Galatasaray Vakfı'nın garantör olduğuna dair G. A.'ya anlattığı, buna dair sahte belgeleri de ona gösterdiğini ifade edildi. Acar'ın proje nedeniyle bir milyon 850 bin TL'nin blokeli olarak bir hesapta durması gerektiğini, bu şekilde G. A.'yı ika ederek eşi G. S. adına açılan hesaba bu parayı aktarmasını sağladığı kaydedildi. Proje kapsamında Acar'ın sürekli G. A.'dan para istediği vurgulanarak, "Müvekkilimiz Dünya Bankası bünyesinde İFC hibe programında Fırat Acar'ın söylediği projenin asla bulunmadığını böyle bir projenin tamamen yalan olduğunu, düzenlenen belgelerin gönderilen fotoğrafların, yazışmaların sahte olduğu bilgisine ulaşmıştır" denildi.
'MAL VARLIĞINA ÇÖKTÜ'
Başvuruda, G. A.'nın kendisine inanması sonrası Acar'ın, G. A.'nın tüm mal varlığına çöktüğü belirtilerek, aynı şekilde iddia edilen hibe projesi kapsamında Acar'ın G. A.'nın ablasının evini ipotek ettirmeye ikna ederek kredi çektirdiği vurgulandı. Başvuruda, "Ayrıca şüphelinin aynı yöntemle birçok kişiyi mağdur ettiği, bazı kadınlara ait görüntülerle şantaj yaparak bu kişilerin şikayet etmelerini engellediği hususlarının göz önünde bulundurulmasını ve şüphelinin kaçma ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle hakkında yakalama ve tutuklama kararı verilmesini vekil olarak talep ederiz" ifadelerine yer verildi.
'MANİPÜLASYON YETENEĞİNE SAHİP'
Yaşadığı dolandırıcılık hikayesini Mezopotamya Ajansı'na (MA) anlatan G. A., Acar'la sanal medya üzerinden 2020'de Kürtçe kitap gönderimi vesilesiyle tanıştıklarını belirterek, Acar'ın kendisini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, İsveç vatandaşı, İsveç Bilim Kurulu üyesi, doçent ünvanlı, KHK'li bir olarak tanıttığını söyledi. Acar'ın, boşandığını, eşinin İsveç'te kızıyla yaşadığını anlattığını dile getiren G. A., "Zamanla ilişkimiz ilerledi sadece benim değil ailemin de güvenini kazanarak, ailemin içine girdi. Tüm bunlara ek olarak; evlilik vaatleri ve gelecek planları ile de bizlere kendini inandırmıştı. Fırat Acar, insanları ikna etme konusunda olağanüstü bir manipülasyon yeteneğine sahipti. Yalanlarını öyle ustalıkla kurguluyordu ki, ona dair şüphe duymak neredeyse imkânsız hale geliyordu. Elinde sahte belgeler, sahte kimlikler ve sahte unvanlar bulunuyordu. Kendini üniversite mezunu, hukukçu, hatta doçent olarak tanıtıyor; bunu da fotoğraflar, telefon kayıtları ve düzenlenmiş evraklarla destekliyordu. Onu inandırıcı kılan yalnızca bu sahte belgeler değildi. Sosyal medyayı sinsice kullanarak etrafında ona inanan ve savunan bir kitle oluşturdu. Böylece sorgulayan her sesin üzerini, yapay kalabalığının güveniyle örtüyordu. Hiç kimsenin kuşku duymaması için elinden ne geliyorsa yapıyordu. Bunun için de en yakın dostlarını kullanmaktan geri kalmıyordu. Özellikle de N. Y. isimli bir dönemin siyasi figürü olmuş kişiyi" diye konuştu.
'RAKAMLAR AÇIKLAMAYACAĞIM KADAR YÜKSEK'
Acar etrafından dönenen dolandırıcılığın milyonlarca dolar olduğunu söyleyen ve kendisinin toplamda Acar'a bir milyon dolar kaptırdığını ifade eden G. A., Acar'ın yakın çevresi, akrabaları, birlikte çalıştığı kişileri de bu ağın bir parçası haline getirdiğini söyledi. Acar'ın kurduğu yayın evindeki çalışanlarında isimlerini sıralayarak onlarında bu ağın parçası olduğunu düşündüğünü ifade eden G. A., bu konuda bazı yazarların da dolaylı da olsa Acar'a destek verdiğini savundu.
Acar'ın kişisel verilerin toplanma ya da ya da toplanmasında aracılık ettiğine dair kuşkularının olduğunu dile getiren A. G., bu konudaki tanık olduğu girişimleri aktardı.
Acar'ın birlikte iş yaptığı kişilere suç işletip onları konuşamaz hale mi getirdi ya da onların da Acar'ın dolandırıcılık hikayesinin bir parçası mı olduklarına dair kuşkusu olduğunu ifade eden G. A., bu kişilerin bu konuya dair açıklama yapmasını beklediğini dile getirdi.
Acar'ı "Zihin yapısı son derece tehlikeli ve sapkın bir kişiliktir" sözleriyle tanımayan G. A., kız ya da erkek çocuk fark etmeksizin Acar'la yalnız bırakılmaması gerektiğini söyledi.
G. A., Acar'ın mağdur ettiği kişilere vazgeçmeme çağrısında bulunarak, "Yalnız olmadığınızı ve birlikte daha çok güçleneceğimizi unutmayın" diye ekledi.
MA / Ömer İbrahimoğlu