WAN - Wan'da MESEM'e kayıtlı 4 bin öğrencinin olduğunu aktaran Eğitim Sen Şube Örgütlenme Sekreteri Rojhat Aslan, "Aileler eğitimden umudunu kesmiş, yoksulluk ile savaşıyor. MESEM'ler sömürü alanlarıdır" dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, 2024'de çalıştırılan çocuk sayısı 869 bine çıktı. Kayıt dışı çalıştırılan çocuklarla birlikte bu sayının 3 milyonu aştığı tahmin ediliyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü dolayısıyla açıkladığı “Çocuk İş Cinayetleri” raporunda, 12 buçuk yılda en az 770 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğini kaydetti.
Çocukların çalıştırıldığı ve iş cinayetine kurban gittiği yerlerden birisi de Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM). AKP iktidarı döneminde 2016 yılında kurulan MESEM kapsamındaki çocuklar (öğrenciler), kötü koşullarda çalıştırılıyor ve birçok hak ihlaline maruz kalıyor.
'MESEM'LER SÖMÜRÜ ALANLARIDIR'
MESEM alanında çalışma yürüten Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan Şubesi Örgütlenme Sekreteri Rojhat Aslan, MESEM’lerin "sermayenin çocukların bedenleri üzerinden beslendiği bir program" olduğunu söyledi. Söz konusu programla çocukların eğitim alanlarından uzaklaştırıldığına dikkati çeken Aslan, MESEM’leri "sömürü alanları" olarak nitelendirdi. Yapılan değişikliklerle birlikte 14 yaşını dolduran çocukların da söz konusu programlarda çalışabildiğine dikkati çeken Aslan, "Çocuklar, sermayenin daha fazla büyümesi için ne yazık ki bedenlerini, emeklerini ve hayatlarını kaybediyorlar" dedi.
Aslan, MESEM'lerde yeterli güvenlik önlemlerinin alınmadığı, iş sağlığı ve güvenliği formatına uyulmadığını söyledi. Aslan, "Programın öngördüğü çalışma saatleri çok fazla. Örneğin sanayi sitelerinde sabah 08.00’da işe giden bir çocuk, akşam 16.00’da dönüyor. Hatta eğer uygun görülürse gece saat 22.00’a kadar bu çalışma sürüyor. Denetimden uzak işletmelerin gerçeği böyle. Orada, pedagojik formasyon yeterliliğine sahip olmayan kişiler tarafından eğitiliyorlar. Bir çocuğa nasıl yaklaşılması gerektiğini eğitim fakültelerinden mezun olmuş, pedagojik formasyon alan kişiler bilebilir. MESEM’de çocukların muhatap olduğu kişiler ustalar ve kalfalardır. Aslında çocuklar ustaların ve kalfaların insafına terk edilmiş durumda" diye konuştu.
YOKSULLUĞUN AİLELER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Birçok ailenin derin yoksulluktan kaynaklı çocuklarını MESEM'de çalışmaya gönderdiğini söyleyen Aslan, "2018 yılından bu yana Türkiye’de derin bir yoksulluk yaşanıyor. Bu yoksulluğun temel nedenleri ise savaş. Bu yoksulluk insanlara ölümü gösterip sıtmaya razı ediyor. Aileler, bu yoksulluktan kurtulmak için çocuklarının çalışmasına göz yumuyor. Hiçbir anne ve baba çocuğunu oraya isteyerek göndermiyor. Ailelerin kafasında çocuğun akademik bir eğitim alarak geleceğe hazırlanması var. Ama çocuğun mevcut eğitim düzeninde bir yere gelebileceğini düşünmüyor. Bu da eğitime olan inancını kaybedildiğini gösteriyor ve çocuk sermayeye peşkeş çekiliyor. Onbinlerce insan üniversite mezunu ama iş bulamıyor. Bu kadar işsizliğin ve yoksulluğun olduğu yerde okula gitmenin bir kayıp olduğunu düşünüyor ve çocuklarını kendilerine destek olsunlar diye MESEM’de çalışmaya gönderiyorlar" ifadelerini kullandı.
WAN'DA 4 BİN ÖĞRENCİ MESEM'DE
Aslan, 2016-2017 eğitim-öğretim yılında 95 bin civarında MESEM öğrencisi olduğunu ancak pandemi dönemi sonrası 2022-2023 yıllarında bu sayının 373 bine çıktığını ifade etti. Aslan, şunları söyledi: "2024-2025 verileri henüz açıklanmadı ama açıklanınca daha fazla MESEM’e kayıtlı öğrenci göreceğiz. Kürt kentlerinde de örgün eğitimden kopan çok sayıda öğrenci var. Wan’da 38 mesleki teknik lisesi var. MESEM faaliyeti gösteren 4 mesleki eğitim merkezi var. Bunlar Rêya Armûşê, Artemêt, Tuşba ve Erdîş’te bulunuyor. Buradaki MESEM öğrenci sayısı 2023 verilerine göre 4 bin civarında. Wan'da 4 bin aile, 4 bin çocuk eğitimden umudunu kesmiş, yoksulluk ile savaşıyor. Çıkış yolu olarak MESEM’i görüyor."
'DERS SANAYİDE VERİLMEZ'
18 yaşından küçük her bireyin "çocuk işçi" olduğunu söyleyen Aslan, şöyle devam etti: "Çocuk işçiliği, çocuğun ruhunda ve sağlığında onarılamaz yaralar açıyor. Bizim önerimiz; mesleki eğitimin okullarda öğretmenlerin gözetiminde ve bütün güvenlik önlemlerinin alınarak yapılmasıdır. Sadece mesleki teknik yeterlilikten değil, aynı zamanda o çocuğun dünyayı anlayabileceği kültür derslerini de alması gerekir. Bizim mottomuz ‘Ders okulda verilir, dersi öğretmen verir.' Ders sanayide ya da başka bir işletmede bir usta tarafından verilmez. Dersi verebilmenin yeterlilikleri vardır, bu da uzmanlık ve pedagojik formasyon ister."
MA / Bilal Babat