Peköz: Devletin 'söylerim ama yapmam' tutumu güveni zedeler

img
ANKARA - Yeni sürece dair gelişmeleri değerlendiren Dr. Mustafa Peköz, "Söylerim ama yapmam' tutumu devlete olan güveni daha da zedeleyecektir. Sürecin ilerleyebilmesi için devletin sorunların çözümüne yönelik adım atması şarttır" dedi. 
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki tarihi çağrısından sonra 12. Kongresi’ni toplayan PKK, çalışmalara son verdiğini duyurdu. Bu karar, Türkiye ve dünyada geniş yankı uyandırdı. Dr. Mustafa Peköz, Kürt sorunun çözümü noktasındaki tartışmalara dair Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
Peköz, PKK'nin Öcalan’ın çağrısıyla 40 yıllık silahlı mücadeleyi sonlandırarak demokratik siyasete odaklanma kararının stratejik bir dönüşüm olduğunu kaydederek, bu dönüşümün Ortadoğu’daki değişen dengeler ve küresel stratejilerle uyumlu olduğunu söyledi. 
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat tarihinde yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ve sonrasında PKK'nin çalışmalarını sonlandırma kararını Kürt sorunun çözümü noktasında nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Kürt politik hareketi, belki de en zor olanı yaptı. Öcalan’ın talebine uyarak sürecin çözümüne ilişkin beklenen sorumluluklarını yerine getirdi. Kürt Politik Hareketi, sorunun çözümü için attığı stratejik adımlarla bu meseleye ne kadar ciddi yaklaştığını ve demokratik siyaset içerisindeki çözüme ne kadar yatkın olduğunu ortaya koydu. Ortadoğu coğrafyasında yaklaşık 40 yıldır yürüttüğü silahlı mücadeleyi bitirme kararı alması, uluslararası ve bölgesel gelişmelerden bağımsız değildir. Bölgede ortaya çıkan denklem ve küresel güçlerin oluşturduğu yeni stratejide Kürt Politik Hareketi’nin nasıl konumlanacağına dair belirlenen politikalar, Irak ve Suriye’de somut bir biçim almıştır. Yakın gelecekte İran için belirlenen strateji içerisinde Kürtlerin ve Belucilerin, Irak ve Suriye’dekine benzer bir pozisyon alacağı görülüyor. Öcalan, bölgedeki uzun vadeli stratejik değişimleri çok iyi okudu ve “silahların bırakılması” talebini gündeme getirdi. PKK de, Öcalan’ın stratejik değişiminin politik arka planında ne dediğini çok iyi anladı ve silahlı mücadeleyi bırakarak politik mücadelede yeni bir strateji belirledi. PKK’nin kurucu lideri Öcalan, Ortadoğu’da oluşan konsept içerisinde Kürt sorununun çözümüne yönelik oluşturduğu çerçeve, uluslararası denklemin müdahalesi olmadan Türkiye’nin iç dinamikleriyle çözülebileceği perspektifine dayanmaktadır. PKK, konudaki kararlılığını ve çözüm iradesini göstermek amacıyla Öcalan’ın 27 Şubat 2025’te kamuoyuna yansıyan talebine bağlı olarak 5-7 Mayıs tarihleri arasında topladığı kongrede, hem silahları bırakma hem de örgütsel varlığını sonlandırma kararı aldı. Hiç şüphesiz ki bu değişim ve dönüşüm, sıradan ve basit bir karar olmayıp, başta Kürtler olmak üzere Türkiye’de yaşayan tüm toplumsal dinamiklerin yeniden konumlanmasını sağlayacak stratejik bir adımdır.
 
Bir değer önemli konu ise PKK kongresinde bütün yetkiyi Abdullah Öcalan’a verdi. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?
 
 
PKK’nin kurucu lideri Öcalan, Ortadoğu’da oluşan konsept içerisinde Kürt sorununun çözümüne yönelik oluşturduğu çerçeve, uluslararası denklemin müdahalesi olmadan Türkiye’nin iç dinamikleriyle çözülebileceği perspektifine dayanmaktadır.
 
PKK kongresi, sorunun çözümüne yönelik pratik adımların hızlandırılması ve sürecin tek elden yürütülmesi için karar alma dâhil tüm yetkileri Öcalan’a verdi. Böylece PKK, Öcalan üzerinden Kürt sorununun Türkiye’nin iç politik dinamikleri içerisinde çözülmesine dair irade beyanını ortaya koyduğu gibi, aynı zamanda Öcalan’ın politik liderlik rolünün devam ettiğini ve karar alma gücünü koruduğunu ortaya koydu. Öcalan’ın tecritte olduğu ve örgüt üzerinden bir ağırlığının olmadığına dair zaman zaman spekülasyonlar yapılırdı. PKK Kongresi bu tür politik dedikoduları da sonlandırdı. PKK tarihinin en zorlu kararını alarak beklenilen bütün sorumluluklarını yerine getirdi. İRA/İngiltere, Bask/İspanya, Güney Ulusal Kongre/ Güney Afrika Rejimi, FARC/Kolombiya barış ve çözüm süreçlerine bakıldığında silahların bırakılması en son konuşulup karara bağlanmıştır. 2015 “çözüm süreci”nde PKK/Ankara görüşmesinde de böyle oldu. Ancak bu kez tersten oldu. PKK önce silah bırakma kararını aldı. Bunun öyle kolay olmadığının bilinmesi gerekir. Bu nedenle PKK, Öcalan’ın talebine uyarak en ileri düzeyde karar aldı ve sürecin önünü açtı. Bundan sonra kimse PKK’yi ve Öcalan’ı suçlayamaz. Özellikle uluslararası ilişkilerde PKK önemli bir pozisyon elde etti.
 
Devletin atacağı adımlar konuşuluyor. Devletin atması gereken adımlar konusunda neler söylenebilir?
 
Kamuoyuna yapılan açıklamalar, Öcalan’ın sık sık satır aralarında verdiği mesajları yorumladığımda; devletin çok somut adım atması gerekiyor. Hatta Öcalan ile devlet arasında yapılan görüşmelerde birçok konunun somutlaştığı belirtiliyor. Kamuoyuna yapılan açıklamalar ve değerlendirmeleri dikkate aldığımda devletin atacağı adımları üç aşamada sıralayabiliriz;
 
Birinci aşama; doğrudan iktidarın yetkisinde olan ve herhangi bir hukuki düzenlemeye dayanmayan adımların atılması.
 
*Hasta tutukluların serbest bırakılması,
 
*İnfaz süresi dolan tutukluların tahliye edilmesi,
 
*Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının uygulanması,
 
*Belediye kayyumlarının görevden alınması ve belediye başkanlarının görevlerine iade edilmesi,
 
*Kobanê davasıyla ilgili somut adımların atılması.
 
Birinci aşamanın en olumlu gelişmesi, Öcalan’ın yaşam koşullarında belirgin bir iyileşme yapıldığına ve istediği sekretaryanın oluşturulduğuna dair iddialardır.
 
İkinci aşama; parlamentoda bazı yasa değişikliklerinin yapılmasını ve bir çözüm komisyonunun kurulmasını içermektedir.
 
*Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) 314 ve 220. maddelerde değişiklik yapılması,
 
*Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2. maddesinde düzenlemeler yapılması,
 
*Ceza İnfaz Kanunu’nda reformlar gerçekleştirilmesi.
 
Mevzuata dair değişikliklerin hızla Meclis’e getirilmesi son derece önemlidir. Bu değişiklikler doğrultusunda, PKK’nin üst düzey kadrolarının geleceği ve fiziksel olarak nerede konumlanacağı gibi önemli meseleler de ele alınacaktır.
 
Üçüncü aşama; güçlü, demokratik ve sivil bir anayasanın hazırlanması sürecini ve bunun için yapılacak hazırlıkları içeriyor. Öcalan’ın İmralı Heyeti ile kamuoyuna gönderdiği mesaj da yeni bir “Sözleşme” vurgusunu yapıyor. Bu sözleşmeden kast ettiği esasen yeni bir anayasanın yapılmasıdır. Öcalan özellikle yeni bir anayasanın bir anda olmayacağını biliyor. Ancak sürecin hızlandırılması için de hem parlamentonun devreye girmesi hem de toplumun bu sürece hazırlanması gerektiğini vurguluyor.
 
Gelinen aşamada PKK’den beklenilenler yerine getirildi. Şunu sormak istiyoruz; bu süreçten sonra devlet ‘ben adım atmam’ diyebilir mi?
 
Bu süreçlerin sağlıklı yürütülebilmesi ve olumlu sonuç alınabilmesi için hem PKK hem de devlet tarafından karşılıklı adımların atılması gerekir. Öcalan ise Kürt sorununun demokratik çözümü için kararlarını aldı ve kamuoyu ile paylaştı ve kongresini toplayarak bu kararı resmileştirmiştir. Bundan sonra devletin somut adımlar atması gerekiyor. Devlet ciddiyeti bunu gerektirir. 'Söylerim ama yapmam' tutumu, devlete olan güveni daha da fazla zedeleyecektir. Sürecin doğal akışında ilerleyebilmesi için devletin en azından birinci aşamadaki sorunların çözümüne yönelik somut adımlar atması şarttır. Yani devlet 'Öcalan’a ve PKK karar aldırttım. Kandırma işini başarıyla yaptım' derse kendisini kandırmış olur. Ortadoğu’daki gelişmeleri doğru okuyanlar Öcalan’ın ve PKK’nin kandırılamayacağını görür. Devlet süreci doğru okuyarak adım atmak zorunda. 
 
MHP’nin süreci sahiplendiği, DEM Parti’nin süreci örgütlediği, CHP’nin ise engel olmayacağını ve parlamentoda destek vereceğini belirttiği bir ortamda, AKP’nin sürece dair belirsiz veya kararsız tutumu da çokça eleştiriliyor. Bu durumu nasıl okuyorsunuz? 
 
 
PKK’nin silah bırakma ve kendini feshetme kararına karşılık Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un, “Demokratik adımların atılması için PKK’nin silahları teslim etmesi gerekir” şeklindeki açıklaması, aslında çözümsüzlüğü dayatmaktadır.
 
AKP’nin doğrudan iktidar gücü olması nedeniyle daha temkinli hareket ettiği anlaşılıyor. Örneğin ordu içerisinde ciddi bir direncin olduğu belirtiliyor. Bu nedenle AKP’de hissedilen bir kararsızlık var. Örneğin sorunun parlamentoya taşınması için tarafların benimsediği komisyon önerisi, DEM Parti, MHP ve en son CHP tarafından kabul edildi. Komisyonun biçimi ve teknik bileşimi üzerine farklı öneriler olsa da, komisyon kurulması fikrinde genel bir uzlaşı sağlanmıştır. Ancak AKP’nin henüz bir açıklama yapmaması dikkat çekicidir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin önerisine AKP’nin net bir cevap vermemesi, hem iktidar içinde hem de devlet içerisindeki bazı güçlerin sürece dair olumsuz yaklaşımlarını yansıtmaktadır. PKK’nin silahları bırakma kararından sonra iktidarın, sorunun demokratik siyaset perspektifiyle parlamentoda çözülebilmesi için net bir kararlılık göstermediği, sürekli yeni gerekçelerle süreci sekteye uğrattığına dair bir algı oluşmaya başlamıştır.
 
Örneğin, PKK’nin silah bırakma ve kendini feshetme kararına karşılık Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un, “Demokratik adımların atılması için PKK’nin silahları teslim etmesi gerekir” şeklindeki açıklaması, aslında çözümsüzlüğü dayatmaktadır. Bir örgüt silahlı mücadeleyi bıraktıysa doğal olarak silahlarını da teslim etmesi beklenir. Ancak devlet, hiçbir hukuki ve siyasi adım atmadan bu şartı öne sürerek çözüm sürecini tıkamaktadır. AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, MHP ve Bahçeli gibi güven verici ve net adımlar atarak karar alması, bunu kamuoyuna açıklaması ve iktidar olduğu için uygulamaya koyması gerekir.
 
AKP’nin bu süreci anayasa değişikliği için bir pazarlık olarak kullanmak istediğine dair görüşler de var. Böyle bir durumdan bahsedebilir miyiz?
 
Öncelikli her politik çevre bu süreci kendisi için bir politik çıkara dönüştürmek isteyebilir. Politik fayda elde etmek isteyebilir. Örneğin Anayasa’nın 101. maddesine göre “bir kişi en fazla iki kez cumhurbaşkanı seçilir” diyor. AKP Anayasa’nın 101. maddesini değiştirmek isteyebilir. Bunun için dolaylı bir pazarlığa girişmek isteyebilir. Ancak anayasada niteliksel değişikliklerin yapılması, anti-demokratik içerikli bütün maddelerin kaldırılması, Kürtler başta olmak üzere toplumun bütün kesimlerini kapsayan demokratik bir anayasanın yapılması çerçevesinde Anayasa’nın 101. maddesinin gündeme getirilmesi de doğaldır. Ancak yeni çözüm sürecinin bu madde için pazarlık konusu yapılması son derece yanlış ve tehlikelidir. Kimin Cumhurbaşkanı olacağının ciddi bir önemi yok ama demokratik bir anayasaya sahip olmanın Türkiye’nin geleceği bakımından son derece önemli olduğunun bilinmesi gerekir.
 
Erken genel seçim olasılığından bahsediliyor. Böyle bir olasılık süreci nasıl etkiler? 
 
 
 Olumlu ve inandırıcı adımlar atılmadığı sürece Kürt seçmeninin AKP ve Erdoğan’a oy vermesi zor olacaktır. Bu gerçeğin AKP tarafından görülmesi ve anlaşılması gerekir.
 
İktidar, erken genel seçim olmayacağını ve seçimin zamanında yapılacağını sıkça vurgulamasına rağmen, 2026 yılı içinde seçimlerin yapılacağına dair bazı veriler ortaya çıkmaya başladı. AKP’nin erken seçime gitme olasılığını göz önünde bulundurarak Kürt sorununun çözümünü geciktirmek ve süreci zamana yaymak istediğine dair bir kısım iddialar var. Hatta hem Öcalan’ı hem de DEM Parti’yi bu konuda ikna etmeye çalıştığı ifade ediliyor. DEM Partili yetkililerinin zaman zaman yaptığı, “Bu mesele bir partinin özel hedeflerine heba edilmeyecek kadar önemlidir” açıklamaları AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dolaylı bir yanıt olarak değerlendiriliyor.
 
İktidarın Kürt sorununun çözümünü olası bir erken genel seçim sonrasına bırakmak istemesinin temel nedenleri  “Seçim sürecinde Öcalan ve DEM Parti ile politik olarak ve özellikle seçmen desteği için pazarlık yapmak, Türk toplumuna, Öcalan ile hiçbir pazarlık yapılmadığı mesajını vermek olarak sıralanabilir. Böylece iktidar, süreci zamana yayarak siyasi avantaj elde etmeye çalışabilir. AKP’nin bu süreçten politik bir fayda sağlamaya çalışması anlaşılabilir bir durum. Ancak bunun yolu süreci geciktirmek değil, aksine hızlandırarak sonuç alıcı bir noktaya taşımaktır. Olumlu ve inandırıcı adımlar atılmadığı sürece Kürt seçmeninin AKP ve Erdoğan’a oy vermesi zor olacaktır. Bu gerçeğin AKP tarafından görülmesi ve anlaşılması gerekir.
 
Uluslararası arenada “Bağımsız Kürdistan” söylemleri de artmaya başladı. Bu durum süreci nasıl etkiler? 
Devlet, Ortadoğu’daki gelişmelerde Kürtlerin önemli bir güç haline geldiğini görüyor. Önümüzdeki süreçte Kürtlerin bölgedeki etkinliğinin daha da artacağına dair birçok veri bulunuyor. Ankara’nın bugüne kadar izlediği politikalar bu süreci engelleyecek durumda değil. Suriye’deki gelişmeler de bu gerçeği doğruluyor. Bugün “terörist” olarak tanımladığı SDG ve PYD ile yakın zamanda ekonomik, politik ve diplomatik ilişkiler kurulacağı öngörülüyor. Ankara, İran’daki gelişmeleri de engelleme gücüne sahip değil. İran Kürdistan Eyaleti’nde federasyon veya özerklik gibi bir sürecin ortaya çıkması kimse için sürpriz olmayacaktır. Hatta Tahran rejimi, uluslararası güçlerin olası bir müdahalesini önlemek adına Kürtlerin özerklik talebine olumlu yanıt verebilir.
 
Ancak en önemli gelişmeler Irak Kürdistan Bölge Yönetimi’nde yaşanıyor. “Bağımsız Devlet Kürdistan” süreci başlatılmış durumda. Federe Kürdistan Bölgesi ile iki ABD merkezli şirket arasında yapılan 110 milyar dolarlık enerji anlaşması, bağımsız devlet statüsüne uygun olarak yapılmıştır. ABD’nin eski ve yeni dışişleri bakanlarının, Senato’nun Dış İlişkiler Komisyonu üyelerinin ve üst düzey heyetlerin Hewler’e yaptığı ziyaretler, Bölge Hükümetinin yakın gelecekte bağımsız devlet olma yönünde yeni bir sürecin başlatıldığını gösteriyor. Aynı şekilde böyle bir gelişmenin yaşanması durumunda Rojava’nın da sürece dahil edileceğine dair bazı iddialar konuşulmaya başlandı. Bu durumun Bağdat tarafından da kabul edileceği ve ciddi bir direnç gösterilmeyeceği belirtiliyor. Ankara’da özellikle ordu içinde bu gelişmeler dikkate alınarak yeni süreci bitirme ya da etkisiz kılma yönünde bir kısım dirençlerin oluşmaya başladığı belirtiliyor. Sistem içinde bir iç çatışma demesek dahi güçlü bir dirençten bahsedebiliriz. Bu durum, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlarını etkileyebilir. Bu nedenle AKP ve cumhurbaşkanının süreci ağırdan alma gibi bir yöntem izlediklerini söylemek yanlış olmaz.
 
Ankara’da var olan tedirginlik hali nasıl aşılabilir?
 
Ankara ama özellikle Cumhurbaşkanı, bugünkü süreci doğrudan sahiplenerek aşabilir. Kürt sorununun çözümüne dair somut adımlar atması, küresel güçlerin müdahalesi olmadan çözüme ulaşması, Türkiye’nin bölgesel çıkarlarıyla uyumludur. Ancak mevcut gelişmelerin psikolojik etkisi altında kalınarak çözümsüzlük politikasının devam ettirilmesi, önümüzdeki 10 yıl içinde Ankara’nın çok daha büyük bir sorunla karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Kürt tarafının önerileri, demokratik bir toplum sistemi içinde Kürtlerin ve diğer toplumsal kesimlerin sosyolojik, politik, kültürel ve yönetimsel haklarının anayasal güvence altına alınmasını içeriyor. Bu gerçekleşirse bölünme değil, bütünleşme ön plana çıkar ve bölgesel güç olmanın avantajları elde edilir. Ancak mevcut başarısız politikalar devam ederse çözülme ve bölünme kaçınılmaz olur. Bu nedenle devlet içindeki bazı grupların, Suriye ve Irak’taki gelişmeleri gerekçe göstererek sorunun demokratik çözümünü engellemeye yönelik baskı kurmalarına karşı, AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tersten net bir duruş sergilemesi gerekiyor. Sürecin başarısız olması, AKP’nin iktidarını kaybetmesine neden olabilir.
 
MA / Selman Güzelyüz

Diğer başlıklar

16:08 Mazlum Ebdî: 10 Mart antlaşmasını uygulamaya kararlıyız
16:01 TTB’den ‘Sağlık İçin Barış ve Demokrasi Çalıştayı’
15:32 Aykol'a cezaevinden mektup: Temennimiz her şeyin sizden yana olmasıdır
15:26 Bütçe yürüyüşçüleri tarım işçileri ve çiftçilerle buluştu
15:18 Yoğun bakımda tutulan Aykol için ziyaretler sürüyor
15:10 YJA Star’lı İnci Sümbül anıldı
14:51 Hasta tutsaklar Erişmiş ve Gören’in tahliyesi istendi
14:49 Emekliler: Sefalete teslim olmayacağız
14:21 İnsan zinciri oluşturarak barış talep ettiler
14:15 Erdoğan’dan ‘sivil ve özgürlükçü’ anayasa vaadi
14:12 KHK’liler: Hukuksuzluklar son bulsun
14:10 'Meclis’teki tecavüzün sorumlularını yargılayın’
14:03 Kayıp yakınları beş kentte adalet talep etti
13:13 Dilovası'ndaki işçi cinayetinin iddianamesi hazırlandı
13:00 Cumartesi Anneleri Demir ve Akipa için adalet istedi
12:56 Nergis Muhammedi gözaltına alındı
12:26 Barış Annesi Bahar Çaltu yaşamını yitirdi
12:25 Fabrikadaki denetimde 9 ton şekerleme imha edildi
12:19 Şirnex’ta halk buluşması: Kürt halkı özgürlüğüne ilk defa bu kadar yakın
12:15 Bahçeli ile görüşen Özer: Türkiye bu sorunu demokrasi içinde çözmeli
11:52 'Ekmek ve barış için bütçe' yürüyüşü ikinci gününde: Talepler Ankara'ya iletilecek
10:50 Êlihlilerin öncelikli talebi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü
09:44 Taciz mesajlarıyla gündeme gelen okulun müdürü açığa alındı
09:42 Licê’deki yürüyüşe çağrı
09:41 Bütçe yürüyüşçülerini karşılayan yurttaşlar: Barış olmadan ekmek olmaz
09:38 5 kent için sarı kodlu uyarı
09:19 ‘Abdullah Öcalan özgür olmadan barışın önü açılmaz’
09:18 Din alimleri: Bundan sonraki adım Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü olmalı
09:15 Rojin Kabaiş dosyası için özel bir üniversite tarafından rapor hazırlanıyor
09:13 Nilüfer Şahin: Özgünlük değerleriyle örülü yaşam siz izin vermedikçe elinizden alınamaz
09:10 YNK Temsilcisi Xelanî: Ulusal birlik zafere götürür
09:09 Sûr'da sahiplerine verilmeyen evler fuhuş, uyuşturucu mekanı oldu
09:06 Amerikalı Filozof Todd May: Tüm taraflar bu fırsatı değerlendirmeli
09:04 Sinemaseverler: Festivalller sayesinde Kürtçe filmlerle buluşabildik
09:03 Kete: Komisyonun İmralı görüşmesiyle devlet muhatabını resmileştirdi
09:02 Nitelikli ve yeterli gıdaya ulaşmak insan hakkıdır: Bu ücretsiz sağlanmalı
09:01 Cizîr’deki 79 günlük yasağın tanığı: Barışın toplumsallaşması için geçmişle yüzleşilmeli
09:00 13 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
12/12/2025
23:20 Maden ocağında 5 işçi gazdan etkilendi
21:46 Yürüyüş Mersin'e ulaştı: Ekmek ve barış istiyoruz
21:38 DEM Parti İmralı Heyeti ile Özel görüşecek
21:12 Epstein albümünden Trump’ın yeni fotoğrafları paylaşıldı
20:59 Türkiye'den giden gemiye Rusya saldırdı
20:54 Riha'dan seslendiler: Talepleri çuvallarla Meclis'e taşıyacağız
20:45 Dêrsim’de kadınlar barışı konuştu
20:37 Sonay Bayramoğlu: Belediyeler kent yönetimi olmaktan çıktı
20:33 ODTÜ'de tecavüz failinin yurtta barındırılmasına karşı protesto
19:50 Asgari Ücret İnisiyatifi: Ücreti emekçiler belirlesin
19:44 Özel ve 6 milletvekillinin dokunulmazlıkların kaldırılması istemiyle fezleke
19:35 Yürüyüşün Ege kolu: Bütçe halka ayrılsın
19:28 223 işçinin direnişi sürüyor: Barış olmadan emek korunmaz
19:25 Bakırhan: Bütçe, savaşa değil emekçiye harcansın diye yola çıktık
19:15 Erzirom’da ‘Ekmek ve barış için bütçe’ şiarıyla açıklama
18:59 Neslihan Şedal: Eşbaşkanlık sistemi ile dünyaya öncülük ettik
18:54 Amed film festivalinde 18 film ve belgesel gösterildi
18:31 Cizîr'de Barış ve Demokratik Toplum buluşması
18:23 Bütçe görüşmeleri: Dillerin yaşatılması için tek bir kuruş dahi ayrılmadı
17:49 İHD: İç Anadolu bölgesi cezaevlerinde 335 ağır hasta tutsak bulunuyor
17:44 Kocaeli’de 7 işçinin yaşamını yitirdiği bina yıkıldı
17:38 UNICEF: Gazze’de 2 çocuk soğuktan hayatını kaybetti
17:35 Ahmet Özer: Sürecin toplumsallaşması için adımlar atılmalı
17:30 Meclis'teki istismar soruşturmasında 4 kişi hakkında gözaltı kararı
17:27 Temelli: Hangi füze karnımızı doyuracak?
17:20 İHD'den tutsaklara yeni yıl dayanışma kartı
17:16 Gazeteci Aykol'a PEG işlemi uygulandı
17:13 Beritan Güneş Altın: Bütçede uyuşturucu ile mücadeleye ayrılan pay 0,02
17:04 Ailesinden 4 kişiyi kaybeden tutsağın taziyeye gelmesi için 200 bin TL istendi
17:02 DEM Parti’nin ‘çözüm’ raporunda neler var?
16:31 Çetin Arkaş: Kalıcı barış için bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var
16:22 Yüksel Genç: Halk süreç konusunda ciddi anlamda temkinli
16:17 Bakanlık önünde 'asgari ücret' protestosu
16:11 Putin ve Erdoğan görüşmesinde Ukrayna konusu ele alındı
15:46 Şirnex'ta koruculardan pezkovî katliamı
15:45 Karadeniz madenleri Yıldız Holdinge veriliyor
15:40 Agirî Belediyesi, itfaiye binasının açılışını yaptı
15:32 Amed'de petrol için verilen 'ÇED gerekli değil' kararı iptal edildi
15:29 Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını gerçekleştirdi
15:10 Colemêrg'te yüksek faturalar protesto edildi
14:58 Rapor: Bin kadından yalnızca 1’i adli yardıma erişiyor
14:45 Pervin Buldan: Barış Yasası olmalı
Devlet Bahçeli: Pervin hanımın her cümlesine imzamı atarım
14:37 Çukurova'da 'Ekmek ve Barış için Bütçe' yürüyüşü: Bütçe barışa aktarılsın
14:26 Cizîrê Kantonu Belediye Birliği Başkanı: Rojava'da kararlar komünlerde alınıyor
14:19 Cezaevi raporu: İnfaz erteleme ve işkence uygulamaları artarak sürüyor
14:08 DEM Parti İmralı Heyeti ile Bahçeli görüşmesi başladı
13:17 Duran Kalkan: Bu sürece katılmayan kaybeder
13:16 Ankara’da toplu taşımaya yüzde 35 zam
13:13 'Barış için yerel yönetimlerin özerkliği desteklenmelidir'
13:03 Emek ve Barış için Bütçe: Ekmek ve barış hakkına ulaşmak zorundayız
12:43 Babacan: Sürecin en büyük eksikliği Erdoğan'ın kamuoyunu bilgilendirmemesi
DEM Parti Heyeti: Yasal düzenlemeler barışı katkı sunmalı
12:30 Mêrdîn’deki kazada ölen Fidan ailesinin 4 ferdi defnedildi
12:10 Mêrdîn’de genç kadına tecavüz eden 2 kişi tutuklandı
12:09 ‘Güvenlik’ gerekçesiyle kapatılan yol kontrol noktası kurularak açıldı
11:52 İmralı Heyeti Ali Babacan’la bir araya geldi
11:47 Tuncer Bakırhan: Hepinizi mücadeleye çağırıyoruz
11:27 Diyarbakır Valiliğinden konsolosluklarla görüşmeyi kısıtlayan karar
11:03 Gülistan Sönük: Demokratik toplumu kurmak hepimizin görevi
10:57 Tülay Hatimoğulları: Savaşa ayrılan bütçeye ‘hayır’ diyeceğiz
10:39 ‘Kalıcı barış için temel hak ve özgürlükler inşa edilmeli’
10:08 İzBB işçileri: Taleplerimiz karşılanana kadar mücadelemiz sürecek
09:53 Polisten ajanlaştırma mesajı: Bu hikayede yanan sen olma
09:42 Daniela Patti: Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını sağlamalıyız
09:38 İHD’li Jiyan Tosun: Türkiye hak ihlallerinde ısrar ediyor
09:24 Bolu’da 13 tutsağın tahliyesi engellendi: Sürecin ruhuna aykırı
09:23 Cizîr'deki sokağa çıkma yasağının 10'uncu yılı: 52 dosya AİHM’de
09:21 Yönetmen Kilo: Efrîn'i barış kenti yapalım
09:17 Ra belgeseliyle Alevilik inancındaki asimilasyona dikkat çekiyor
09:16 Licê'deki yürüyüşe çağrı: Özel savaş politikalarına cevap olalım
09:09 Eski Diyanet İşleri Başkanı Görmez rektör olarak atandı
09:06 Aliye Timur'u anlattılar: Dava insanıydı
09:05 Efrîn’deki cezaevleri ve ajanlaştırma ağları
09:01 Cezaevinden mektuba sansür: Tek satır bırakıldı
09:00 12 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:31 Kürt seçmen, İmralı kararı nedeniyle CHP'yi terk etti
08:29 Birçok kentte karla karışık yağmur uyarısı
11/12/2025
23:54 Portekiz’de 24 saatlik genel grev
23:13 Dilan Ayan: Silivri'deki 3 bin kişilik duruşma salonunun amacı nedir?
22:09 Eskişehir'de barış konuşuldu: Toplumsallaştırmalıyız
21:22 Özel ile görüşen Ahmet Özer'den 'barış süreci' mesajı
20:30 DEM Parti'nin 'ekmek ve barış için bütçe' yürüyüşü yarın başlıyor
20:20 Mêrdîn’de zincirleme kaza: 4 kişi hayatını kaybetti
20:09 DEM Parti ve HDK'den 'asgari ücret 46 bin TL olsun' çağrısı
19:45 31 yıl sonra tahliye olan Öncü: Hep birlikte özgürlüğü kutlayacağız
19:41 Ayşe İnceyol davası yine ertelendi
19:24 Bulgaristan Başbakanı Jelyazkov istifa etti
19:07 Meclis'te çocukları taciz eden personel tutuklandı
19:02 Avukat Naim Eminoğlu tutuklandı
17:42 3. Amed Uluslararası Film Festivali sürüyor
17:24 Onur Yaser Can davasında Yargıtay'a uyma kararı
17:03 Erdoğan: Komisyonun ortak bir perspektif çizmesini temenni ediyorum
16:58 Meclis'te çocuk istismarı: Meclis dahi çocuklar için güvenli alan olmaktan çıktı
16:29 Colemêrg’te serbest kürsü kuruldu
16:26 Özel Okmeydanı Hastanesi çalışanlarından açıklama
16:17 Çetin Arkaş: Demokratik ulus çatısı altında bir arada yaşayabiliriz
16:15 MESEM'in çocuk işçi cinayetinde sanıklara indirim
16:11 DEM Parti İmralı Heyeti Babacan ve Bahçeli'yi ziyaret edecek
15:26 Aykol'un tedavisine yeni antibiyotiklerle devam edilecek
15:25 Roman dernekleri temsilcileri DEM Parti İzmir İl Örgütünü ziyaret etti
15:24 İşçilerden belediyelerden SGK borcu kesintisi yapılmasına tepki
15:00 Kadınlardan Meclis'teki istismara tepki
14:56 DEM Partili Parlak: Fidan ülkeleri silahlandırmaya teşvik ediyor
14:53 Nisêbîn’de ‘Barış ve Demokratik Toplum’ buluşması: Barış en acil ihtiyaç
14:52 MB politika faizini düşürdü
13:30 İzBB işçileri belediyeyi diyaloga çağırdı
13:23 Cezaevleri raporu: Sürece rağmen tutuklular her alanda hukuksuzluklara maruz kalıyor
12:54 Savcılık '19 Aralık Katliamı'nın zaman aşımı kararına itiraz etti
12:46 Cengiz Çiçek: Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı 100 yıllık ezberin bozulmasını gerektirir
12:44 MHP de süreç raporunu Meclis’e iletti: İnfaz düzenlemesi mutlaka yapılacak
12:18 'Uluslararası Konferans' sonuç bildirgesi: Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü barışın gereğidir
11:45 Myanmar'da cunta yönetimi hastane bombaladı: En az 31 ölü
11:39 Gazeteci Akyüz'e verilen hapis cezasına itiraz reddedildi