Tarihçi Ulugana: Kürtlere karşı ‘soykırım rejimi’ uygulanıyor

img
VAN - Türkiye'nin kimyasal silah kullanımını “soykırım rejimi” olarak tanımlayan tarihçi Sedat Ulugana, “Kürtler bu silah kullanıma karşı yüksek sesle çıkmalı. Kürt özgürlük hareketi tasfiye edilirse inanın Kürtlere tek bir gün yaşam hakkı tanımazlar” dedi. 
 
Türkiye’nin, Güney Kürdistan’daki Zap, Metina ve Avaşin’e 17 Nisan’da başlattığı askeri saldırılar 6’ıncı ayını geride bıraktı. HPG, Türkiye’nin 17 Nisan’dan bu yana başlattığı saldırılarda en az 2 bin 476 kez yasaklı bomba ve kimyasal silah kullanıldığı açıkladı. Kimyasal silah kullanımı sonucu HPG, 44 gerillanın yaşamını yitirdiğinin bilgisini paylaştı. Yayımlanan görüntüler üzerine kimyasal silah kullanımı sert tepkilere neden oldu. 
 
Konuya ilişkin Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan tarihçi Sedat Ulugana, Kürtlere karşı Türkiye'nin kimyasal silah kullanımının Zilan Katliamı ile başladığını söyledi. Ulagana,  kimyasal silah kullanımı ile Türkiye’nin Kürtlere dönük yaşamsal fonksiyonlar yerine, soykırım pratiğini devreye koyduğuna dikkat çekti.
 
‘İNGİLTERE KÜRTLERE KARŞI KULLANDI’
 
Tarihte modern kimyasal silah kullanımının 1’inci Dünya Savaşı ile başladığını ifade eden Ulugana, söz konusu kimyasalların ilk olarak Almanya ve Fransa devletleri arasında yaşanan savaşta tarafların birbirlerine karşı kullandığını kaydetti. 1’inci dünya harbinde Irak’ı işgal eden İngiltere’nin Şêx Mahmud Berzenci ve direnişçilerine karşı söz konusu kimyasal gazları kullandığı bilgisini paylaşan Ulugana, “Buradan bakıldığında Kürtlere karşı ilk kimyasal silah kullanımı Churchill dönemi İngiltere’sidir diyebiliriz. Bugün mağaralarda kullandıkları gazlardan farklı olarak o dönem, havaya yayılan ve daha çok direnişi kırmak için sinir gazı dedikleri bir gaz türü kullanılıyor. Bahsettiğimiz bu zehirli gazların modern savaşlarda kullanılması zaten bir İngiliz icadıdır. İngilizler birinci dünya harbinde bu gazları kullanırken, aynı zamanda kendi askerleri de bundan etkileniyor. Sonrasında bunu biraz daha dönüştürmeye başlıyorlar. İkinci dünya harbinde ise Almanlar, Fransız ve Sovyet ordusuna karşı kullanıyor. Japonlar ve Amerikalılar da birbirlerine karşı kullanıyor” bilgisini paylaştı.
 
İSYANLARDAN SONRA EDİNDİLER
 
1915'teki Ermeni Soykırımı'nda Ermenilere karşı kimyasal silah kullanıldığını göremediklerini, çünkü Osmanlı envanterinde böyle gazlar bulunmadığını kaydeden Ulugana, 1920’ler sonrasına dair de şu bilgileri verdi: “1920'lere baktığımızda Türkiye’nin savaşta olduğu süreçte elinde böyle bir silah bulunmuyor. Sonraki süreçte özellikle 1925-26 ile birlikte bunlar hem Almanlarla hem İtalyanlarla ve bugünkü AB devletleri ile çok düzenli diyebileceğimiz ilişkileri söz konusu. O süreçte çok iyi biliyoruz ki Türkiye var olan bütçesinin 3'te birini orduya ayırmış. Alman ve İsveçlilerden kimyasal gazlar satın alıp getiriyorlar. 1930'lara gelindiğinde ellerinde zehirli gazlar var. 1926-27 de bu gazları almalarının nedeni öncesinde yaşanan Şêx Sait İsyanı'dır. Çünkü Şêx Sait isyanının kırılmadığını görüyorlar. Ağrı İsyanı Şeyh Sait isyanının devamıdır. Ağrı onları çok uğraştırıyor. Zehirli gazları fikrinin o dönemde akıllarına gelmesi bu nedenledir. Ağrı'da devlet direnişçilere yetişemiyor ama Zilan'da öyle değil. Ağrı gibi yüksek bir rakıma sahip değil ve mağaralar nedeniyle kitle imha kullanamıyorlar ancak, Zilan'da kitle imha harekatını yaptılar” şeklinde konuştu.
 
İLK KEZ ZİLAN’DA KİMYASAL SİLAH KULLANILDI
 
Türkiye'nin Kürtlere karşı ilk kimyasal silah kullanımının 1930’daki Zilan Katliamı ile başladığına dikkat çeken Ulugana, “1933 yılında basılmış olan bir Jandarma Talimnamesi var. Bu talimname jandarmanın ders kitabı olarak basılıyor. Bu ders kitaplarını yazanlar ve bu dersi verenler, önceki deneyimlerinden yararlanarak içeriğini zenginleştirmeye çalışmışlar. Mesela şöyle ibareler var: ‘Biz Zeylan hadisesinde şakilere karşı savaşırken şu metotları kullandık’ şeklinde başlıklar bulunuyor. Talimnamede ‘Mağaraya sığınmış olan eşkıyaların teslim olmasını sağlamak ya da olmazsa öldürülmesi için mağaraya gaz ve duman salınmalı. Ya teslim olurlar ya boğulurlar. Bunu yaparken de mağaranın başka bir çıkışının olmamasına dikkat edeceksiniz’ diyor. Ve ‘eşkıyalar bu son zamanlarda mağaralarda bir havalandırma bacası açıyorlar’ deniliyor. Bunu şimdi fark ediyoruz ki, bunlar Zilan katliamında o mağara aramalarında bu gazı kullanmışlar. Yangın ve fosfor bombalarını kullandıklarını çok iyi biliyoruz. Zaten o dönem Cumhuriyet bunu manşetine taşımıştır. Bildiğiniz yangın bombaları yani kitle imha silahları kullanıyorlar. Üçüncü bir durum ise şu; O dönemin tanıkları ‘cenazelerin yok edilmesi için bazı ilaçlar kullanıyorlardı. Cenazeleri yakıyorlardı ama çok cenaze vardı. Ellerinde bidon bidon ilaçlar vardı. Önce ilaçlıyorlardı. Bazen yakmaya bile gerek duymuyorlardı. O ilaçlardan sonra cenaze kendi kendine eriyor’ diyorlardı. Zilan Katliamında binlerce cenazeyi yok ediyorlardı” diye konuştu. 
 
 
‘ZİLAN PRATİKLERİNDEN DERSİM’E’
 
Zilan Katliamının Türk ordusunun staj alanı ve profesyonelleşme alanı olduğunu ifade eden Ulugana, “1933'te mağara aramaları diye bir kitap çıkarıyorlar. O gün ki jandarmalar da, bugünkü komando tugaylarıdır. Jandarmalara bu ders verilirken Zilan'da gerçekleştirilen pratikler üzerinden yola çıkıyorlar. Çünkü 6 yıl sonrasında Dersim Katliamı gerçekleştiriliyor. Yani diyebiliriz ki Zilan’daki katliam yöntemleri Türk devleti için bir metottur. Artık kitle imha araçlarını nasıl kullanacaklarını biliyorlar. Bu açıdan Zilan'da, bu gazın kullandığını kendileri itiraf ediyor hem de bunun tanıkları da var. Sonraki süreçte Saddam Hüseyin tarafından Halepçe’de Kürt halkına karşı kimyasal silah kullanılıyor” dedi.
 
‘FARE GİBİ ZEHİRLEDİK’
 
Türkiye’nin Kürtlere karşı kimyasal silah kullanımının asıl Dersim Katliamı döneminde ayyuka çıktığını belirten Ulugana, “O dönemin yazışmalarında işte Almanya'dan ve bugünkü AB ülkelerinden zehirli gaz almışlar. Bu zehirli gazları burada kullanmışlar. İhsan Çağlayangil o dönemin Emniyet Umum Müdürü yani bugünkü Emniyet Genel Müdürü’dür. Çağlayangil'in anılarında geçer bu. Çağlayangil’le Dersim Katliamına ilişkin röportajı yapan da Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Çağlayangil röportajda diyor ki; ‘Biz Dersimlileri fare gibi zehirledik dağ kavuklarında, zehirli gazlarla zehirledik’ diyor” diye konuştu.
 
‘SESSİZLİĞE KARŞI HALKLARIN DAYANIŞMASI’
 
Türkiye'nin Zap, Metina ve Avaşîn’e dönük kimyasal silah kullanımını “soykırım rejimi” olarak tanımlayan Ulugana, “Soykırımın kodlarına bakıldığında, Türkiye'de rejimin buna bire bir uyduğunu görüyoruz. Bu rejimden her şeyi beklemek mümkün ve bu rejim her şeyi yapar. Uluslararası devlet ve kurumlara bakıldığında ise bunların çok yapay olduğunu anlıyoruz. Kimyasal silahların kullanımına karşı bu kurumlar güdümlüdür. Burada NATO üyesi herhangi bir devlet ya da NATO ile ilişkileri iyi olan devletler, bu kimyasal silahları kullandığında sesleri çıkmaz. Bunu politik bir aparat olarak birbirlerine karşı kullanıyorlar. O açıdan çok da samimi değiller ve dertleri de değil. AB devletleri bu şekilde devam ederlerse ilerleyen süreçlerde çok büyük bir kimyasal nükleer savaşa neden olacaklar. Bu da kapitalist devletler 2. Dünya Savaşı’ndan da ders almamışa benziyorlar. O açıdan Kürtleri Ortadoğu'da bir dağlı kavim ve müttefikleri Türkiye'nin başına bela olarak görüyorlar. Avrupa devletlerin siyasetini bakıldığında bu nüansları görebiliyorsunuz. Dolayısıyla Avrupalı devletlerden herhangi bir insani bir şey beklemek insanı gaflete düşürür. Bu açıdan haklarla dayanışmak, sosyal mücadeleyi büyütmek çok daha önemlidir. Aslında bu da devlet kavramının ne menem, korkunç bir şey olduğunu gösteriyor. Devletleşme mantığının insan ve halkların hayatını ne kadar çöpe attığını görüyoruz. Bu anlamda inanın 100 bin Kürt öldürülse de, AB devletlerin tavrı farklı olmaz, sadece kaygı duyarlar” şeklinde konuştu.
 
‘TÜRKİYE KÜRTLERE KARŞI SİLAH GELİŞTİRİYOR’
 
İlerleyen bilim ve teknoloji ile artık kimyasal silah üretiminin çok daha kolay olduğunu ve Türkiye'nin artık kimyasal silah üretebildiğini kaydeden Ulugana, “Türkiye kullandığı bu silahların büyük kısmını artık kendisi üretiyor. Bazı etken maddelerini belki bazı AB şirketlerinden alabiliyor olabilir ama kendileri üretiyor. Tabi bu ürettiği silahları Yunanistan'a ya da Suriye'deki cihatçı çetelere karşı değil Kürtlere karşı kullanacak. Türkiye 40 yıldır Kürt hareketi ile savaşıyor. Son 40 yıllık savaş deneyiminin hepsi Kürt sahasında Kürt hareketi ile yaptığı savaş edinimidir. Dolayısıyla ürettiği, geliştirdiği bütün silahları Kürtlere karşı kullanıyor ve Kürtler için geliştiriyor. Dolayısıyla bu soykırım rejimine bakıldığında yapabilirlerse Kürtlere karşı bir soykırım girişiminde bulunurlar” diye belirtti.
 
SOYKIRIM VE APARATLARI
 
Türkiye’nin Kürtlere karşı bir soykırım girişiminin olduğuna dikkat çeken Ulugana, kimyasal silah kullanımı, Kürt gençlerinin Avrupa'ya doğru göçe zorlanması, geliştirilen ve arttırılan yüksek güvenlikli cezaevleri, siyasi soykırımlar operasyonları, Kürtleri ötekileştirme ve kitlesel linç kampanyaları uygulamalarının devletin soykırım pratiği olduğuna işaret etti. Ulugana, devamında “Şehir savaşları sonrası MHP-AKP iktidarı ‘biz hakikaten politik talebi olan 300 bin Kürt'ü erimine edebilir miyiz edemez miyiz?’ dediler. Sonra baktılar ki bu çok mümkün görünmüyor ve alenen fiziki bir soykırımı icra etmek kolay değil, başka tedbirlere yöneldiler. Yukarıda dediğimiz uygulamaların tamamı soykırım aparatıdır. Bunların dışında, SADAT, cihatçı gruplar, El Kaide ve IŞİD, Soylu ve onun baronları olan Abdullah Çatlı ile Mehmet Ağar da Kürtlere karşı kullanılan gruplardır. Bu mafya ve cihatçı gruplar ise soykırımın başka bir boyutudur” dedi.
 
‘KDP TÜRKİYE’NİN APARATIDIR’
 
Türkiye’nin Zap, Metina ve Avaşin’e yönelik artan saldırılarına karşı KDP’nin rolüne değinen Ulugana, “KDP, Türkiye için Güney Kürdistan'da bir aparattır. Bu artık bilinen bir şeydir. Türkiye, defakto bir şekilde KDP’yi orada bırakıyor ve uluslararası anlamda kendine bir rahatlık sağlıyor. Türkiye ‘İsmi Kürdistan ama orası bana ait’ diyor. Bugün Zaxo'nun bir köyündeki bahçesini sulamak için giden bir köylü bile Zaxo Valisi'nden değil, MİT'ten izin alması gerekiyor. Bu anlamda KDP'nin Kürtlük, Kürdistan'ın özgürlüğü diye bir derdi yok. Böyle bir projeleri de yok ve bazı kesimler, zorla bu misyonu KDP'ye yüklüyorlar. KDP, Kürt özgürlük hareketinin Kürtlere yaklaştığı gibi de Kürtlere yaklaşmıyor. Parçacıdır. Bu açıdan bakıldığında orada tek bir yapıdan bahsetmekte de mümkün değil. İşin kötü tarafı bunlar Saddam tarafından kimyasal silahlara maruz kaldılar” ifadelerini kullandı.
 
 ‘GÜÇLÜ TEŞHİR GEREKİYOR’ 
 
Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına karşı Kürtlerin kamuoyu yaratmayı başardığını ifade eden Ulugana, “Yaratılan kamuoyuna karşı devlet bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Burada biraz da talihsiz olan, kimyasal silahların kullanılmasını engelleyen ve denetleyen OPCW'nin ‘bizim inceleme yapabilmemiz için devletlerin başvurusunun olması gerekir’ açıklamasıdır. Kürt halkı ve dinamiklerinin, kimyasal silahların kullanılmasını boşa çıkarması gerekiyor. Bu anlamda bütün Kürtlere görev düşüyor. Eylemsellikleri büyütmek ve bunu teşhir etmek gerekiyor. Teşhir olup karşısında durmadığımız sürece kullanmaya devam edecekler. Bu anlamda biraz da bizim eksikliğimiz; çünkü daha önceki tarihlerde de bunu kullandılar. O dönemden beri kimyasal silah kullanımına dönük teşhirsel eylemler, girişimler olsaydı, belki kimyasal silahları bugün bu kadar kolay kullanmazlardı. O nedenle hepimizin eksikliğinin olduğunu düşünüyorum” dedi.
 
‘KÜRTLER TARİHTEN DERS ÇIKARMALI’
 
Ulugana, son olarak şunları söyledi: “Yüzyıllık Kürt tarihi bizlere çok şey söylüyor. 1925'te Şeyh Sait ve Cibranlı Halit Bey idam edilirken, bazı aşiret ağaları ve şeyhler ellerini ovuşturarak 'bunlar tasfiye ediliyorlar bize gün doğuyor' dediler. Ama Şeyh Sait ve Halit Bey'i idam eden aynı devlet, bu ellerini ovuşturan Kürt ağa ve şeylerini amiyane tabirle kuyruklarına teneke bağladılar. Bir kısmını çok hakir bir şekilde katletti. Bunlardan birisi Cemilê Çeto'dur, ondan sonra Arvasi Şeyhleridir. Devlet hiçbir zaman 'bunlar devletten yana tavır aldılar' deyip ‘karışmayalım’ demedi. Demek istediğim şey şu: Kürt özgürlük hareketi tasfiye edilirse inanın Kürtlere tek bir gün yaşam hakkı tanımazlar.”
 
MA / Cengiz Özbasar

Diğer başlıklar

25/10/2022
09:30 DİP Eşsözcüsü Devecioğlu: Kimyasal suçu araştırılmalı
09:24 Yüksekova’da birçok köy ve yaylaya askeri operasyon
09:23 Türkiye tıkandıkça KDP yol açtı
09:10 Baba ve çocuğu haberi olmadan AKP’ye üye yapıldı
09:10 Ekonomik kriz bağ bozumunu vurdu
09:09 Hakkında idam cezası verilen İranlı: Mücadeleyi büyüteceğiz
09:01 ‘Süphan Çabuk’un özgür ülke hayali vardı’
09:01 Abbas Mansouran: HPG’lilerin görüntüsü insanlığa karşı suçun açık kanıtı
09:01 DBB kayyımından Peyas Mahallesi'nin yıkımı için yeni plan!
09:00 Tarihçi Ulugana: Kürtlere karşı ‘soykırım rejimi’ uygulanıyor
09:00 İki eli olmayan ağır hasta tutuklunun durumu kötüleşiyor
09:00 25 EKİM 2022 GÜNDEMİ
07:38 MA'nın Ankara bürosuna polis baskını: Çok sayıda gazeteci gözaltına alındı
24/10/2022
22:24 Amed Tiyatro Festivali’nde oyunlara yoğun ilgi
22:12 Tutuklular kimyasal saldırılara karşı açlık grevine başladı
21:29 Kanser hastası tutuklu Durmaz serbest bırakıldı
21:20 Alevi kurumları Plan ve Bütçe Komisyonu’nda: Teklif geri çekilsin
20:55 ÖHD: Müvekkilimiz Gündoğdu’ya dağlık alanda işkence yapıldı
20:36 Erdoğan da TTB'yi hedef aldı: Gerekirse ismini değiştireceğiz
20:02 Adıyaman’da şüpheli kadın ölümü
19:58 Kobanê Davası: Sözde iddialar ile nasıl yargılıyorsunuz?
19:38 Urfa’da silahlı çatışma: 2 öğrenci hayatını kaybetti
18:59 Qamişlo’da SİHA saldırısı
18:31 ABD Ankara Büyükelçiliği’nden HDP’ye ziyaret
18:28 Karaman’da bir hemşire katledilmek istendi
17:34 İngiltere'nin yeni Başbakanı Rishi Sunak oldu
17:23 'Jin jiyan azadi' sloganına soruşturma başlatıldı
17:16 20’nci Filmmor Kadın Filmleri Festivali başlıyor
15:59 GÖÇİZDER’in duruşması 13 Aralık’ta başlıyor
15:46 Savcı, Almas için aynı cezayı istedi
15:22 Kocaeli'nde AKP’li meclis üyesine silahlı saldırı
15:21 Tecavüz sanığının duruşması ertelendi
15:21 Meclis'te Alevilere eşit yurttaşlık talebine 'bölücülük' suçlaması
15:03 Bismil Belediye Eşbaşkanı Özer’e 30 yıla kadar hapis istemi
15:03 Suheyl Xurşîd’in katili tutuklandı!
14:52 ‘Her bijî kurê min’ diyen anneye görüş yasağı
14:16 Eğitim emekçileri 2 Kasım’da iş bırakacak
14:06 Amanos eteğindeki yangın sürüyor
14:03 Sağlıkçılar, insanca yaşamaya yetecek bir ücret talep etti
14:02 Bir anne daha tutuklu çocuğuna hasret yaşamını yitirdi
13:54 Erzurum cezaevleri raporu: Tecrit ağırlaşıyor
13:42 Beytüşşebap’ta su çamurlu akıyor
13:34 MİT’ten 'nokta’ yalanı
12:31 Beştaş’tan Erdoğan’a: Diyarbakırlıların bu laflara karnı tok
12:22 Zabıtalar Şenyaşar ailesinin pankartına el koydu: Savcı rahatsız!
12:08 Iraklı siyasetçi Deem: Kimyasal kullanımı araştırılmalı
10:58 Özerk Yönetim heyeti Katalonya’da
10:54 Van'da şüpheli kadın ölümü
10:42 İran'da öğrenciler eylemde, öğretmenler grevde
10:18 Irkçı saldırıya maruz kalan avukat: ‘Jin jiyan azadî’ demekten vazgeçmeyeceğiz
09:02 Çiğ süt üreticileri: Üretimin sürdürülebilir bir tarafı kalmadı
09:02 ‘Türkiye yenildiği için kimyasal kullanıyor’
09:02 Cizreli gençler: Festivalle moral değil, asimilasyon amaçlanıyor
09:01 'Berîtan, ihanet çizgisine karşı Kürt kadının direniş çizgisidir'
09:00 Yüksekdağ: İmralı kilidi açılmadıkça ülkenin geleceği de kilitli demektir
09:00 'Siyasi cinayetlerde kapalı yargılamaya doğru gidiliyor'
09:00 Şırnak’ta kesilen ağaçlar kalekollara taşınıyor
09:00 24 EKİM 2022 GÜNDEMİ
23/10/2022
23:23 İzmir Barosu'nun yeni başkanı belli oldu
23:18 Festivalde Kürt kültürü ve asimilasyon vurgusu
22:54 Edebiyat Günleri’nde ‘Direnmenin Estetiği’ tartışıldı
22:29 Antep’te şantiye işçilerinden yemek ve barınma protestosu
21:19 Tutukluların karikatür sergisi 2’nci gününde
19:21 İstanbul Baro Başkanı Filiz Saraç oldu
19:00 Amedspor Kadın Futbol Takımı’ndan rakibine 8 fark
18:25 Bahçeli TTB’yi bir kez daha hedef gösterdi
18:04 Sokak sanatçılarından yasakçı yönetmeliğe tepki
18:02 ‘Cemile’ kitabı için imza etkinliği
16:26 Prof. Görür: Van’da depreme karşı tedbir alınmıyor
16:15 'Tecridi kırabilir, iktidarı alaşağı edebiliriz'
15:54 Erdoğan Diyarbakır’a taşıdığı kitleye HDP’yi hedef gösterdi
15:31 ‘İslam’da Emek, Barış ve Adalet’ kampanyasının startı verildi
15:14 Bayındır’dan Irak hükümetine kimyasal çağrısı: Sözünüzü yerine getirin
14:23 Sancar: İktidar din ve inançları istismar ediyor
14:17 İkizköylüler 1 yıldır bilirkişi raporu bekliyor
14:13 Diyarbakır'da Erdoğan ablukası: Binlerce kişi kente getirildi
13:59 Urfa’dan ortak tepki: Kimyasal kullananlar hakkında soruşturma açılmalı
13:39 İzmir ve Manisa’da iki kadın katledildi
13:04 Erdoğan’ın ‘dev’ projesinden tadilatı yapılan okul çıktı
12:56 Van depremi 11'inci yılında: Risk tespiti yapılmalı
12:36 DBP kongresinde kimyasal tepkisi: Suça ortak olmayın
12:25 Rojhilat'ta gençler rejime karşı direnişte
11:43 Ağaç kıyımının sürdüğü Cudi’de patlama
10:54 İstanbul Barosu için oy verme işlemi başladı
10:46 Şenyaşar ailesi: Anne merhamet değil adalet istiyor
10:18 Kimyasaldan etkilendiğine dair görüntüleri yayınlanan Ete’nin ailesi: Büyük direndi
10:08 Maskelere el konulmasını hatırlattılar: KDP ihanette sınır tanımıyor
10:03 Nagihan Akarsel: Rojhilatlı kadınların direnişi ile gurur duyuyorum
09:46 Erdoğan öncesi Diyarbakır’da tüm çöp kutuları kaldırıldı
09:45 ÖHD, Türkiye'nin ‘Eylem Planı’na karşı yeni bildirimde bulunacak
09:26 Aksu: İşçiler, önlem alınmıyorsa işleri durdurmalı
09:17 Tutuklu siyasetçi Tuncel: Direnenler kazanacak
09:15 Gazeteci Seyda: KDP’nin özel güçleri Türkiye’ye göz kulak oluyor
09:11 Avukat Sarıoğlu: Tecride karşı mücadele şart
09:05 Nudem Durak’ın babası: Bir tek Türkiye sesini duymadı
09:04 Kimyasal saldırıda iki yeğenini kaybetti: Sesimizi direnişle duyurabiliriz
09:04 ‘Sansür Yasası’na karşı daha fazla mücadele etmeliyiz’
09:03 Kömürün fiyatı uçtu!
09:02 Besta’nın 31 alanında ağaç kıyımı
09:02 ‘Sahil Yolu' kuşlara yaşam alanı bırakmadı
09:00 23 EKİM 2022 GÜNDEMİ
22/10/2022
23:23 Kobanê’de kimyasala karşı eylem
23:13 Festivalde kimyasal saldırılara dikkat çekildi
22:50 HDP işçileri ziyaret etti: Çözüm bütçesi hazırlanacak
22:35 ÖHD'den Kürtçe tahammülsüzlüğüne tepki
22:13 'Mahalleme Dokunma' sergisi açıldı
21:15 Malala Yousafzai’den İran’daki kadınlara destek
21:02 İran’da halk kepenk kapattı
20:47 Avrupa ülkelerinde eylemler: Bağımsız heyet gönderilsin
20:24 İzmir Barosu Genel Kurulu'nda Kürtçe tahammülsüzlüğü
20:08 İranlı kadınların eylemine engelleme
19:58 İranlı kadınlar: Yaşananlar protesto değil devrimdir
19:52 Sıla yeni şarkısını Jîna’ya adadı
19:42 Nagihan İstanbul’da anıldı: Mücadelesini sürdüreceğiz
18:49 Facianın yaşandığı ilçeye giriş yasaklandı
18:37 Maraş'ta deprem
18:26 Kazada yaralanan yolcu yaşamını yitirdi
18:00 Irak kimyasal silahı araştırmak için komisyon kuracak
17:50 ÇHD’den Bartın raporu: Sorumluluk işçilere yüklenmeye çalışılıyor
17:28 Van’dan kimyasal tepkisi: Bağımsız heyet bölgeye gitmeli
17:21 Avukatlar Jina Emini için saçlarını kesti
17:15 İzmir Barosu Genel Kurulu: Biat etmedik
16:54 Oluç: Kimyasal kullanmadıysanız bölgeyi uluslararası örgütlere açın
16:49 Diyarbakır’da 'Arap hikâyelerinde Kürtçe sesler' söyleşisi
16:37 Temel: Tasfiyeye karşı direnişte birleşmeliyiz
15:54 Bedir Örgütü sorumlusu Bağdat’ta öldürüldü
15:53 KESK: OHAL Komisyonu lağvedilsin
15:41 Gamze Laçin anıldı
15:41 Kürt Şair Cegerxwîn Tatvan’da anıldı
15:31 Valilikten Erdoğan mitingi için seri mesajlar!
14:58 İran İnsan Hakları Örgütü: Binlerce insan tutuklandı
14:56 Hasta tutuklu Çetinkaya'nın tahliyesi engelleniyor
14:55 ‘Kayyımlı belediyeler Kürt kültürüne saldırı merkezi haline geldi’
14:47 Cemil Kırbayır'ın akıbeti soruldu
14:45 TTB Aile Hekimliği Kolu Van’da toplandı
14:34 ‘Parkın rant uğruna heba edilmesine izin vermeyeceğiz’
14:33 Yüzde 90 görme yetisini kaybeden tutuklu için tahliye çağrısı
14:32 7 ayda 6 defa gözaltına alınan genç tutuklandı
14:18 Tutuklulardan karikatür sergisi
14:08 Boğaziçi Üniversitesi’nde yangın
13:25 MKGP'den tutuklu kadın gazetecilerle dayanışma kampanyası
13:24 ‘İktidar kimyasal silah kullanımını soruşturmak yerine tehdide başvuruyor’
13:12 Onuncu kattan düşen avukat hayatını kaybetti
12:44 Van'a kar yağdı
12:42 Cumartesi Anneleri Hüseyin Toraman için adalet istedi
12:36 HDP: Lice Katliamı sorumluları er geç yargılanacak
12:32 PJAK’tan devrime öncülük deklarasyonu
12:16 Diyarbakırlılar: Erdoğan’ın verecek mesajı değil, verecek hesabı çok
12:08 Kayıp yakınları Gümüş veAydemir’in akıbetini sordu
11:57 OPCW’ye başvuru: Kimyasal suçlarını soruşturun