223 işçinin direnişi 92’nci gününde

img
WAN – Kayyımın işten çıkardığı işçilerin eylemlerinin 92'nci gününde bir kez daha “Belediyeler halkındır halkın evidir" dedi. 
 
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve DİSK Genel-İş Wan Şubesi öncülüğünde 223 işçinin "İşimize geri döneceğiz" şiarıyla başlattığı direniş 92’nci gününde devam ediyor. Sanat Sokağı'nda bir araya gelen işçiler, “223 işçinin haksız ve hukuksuzca işten çıkarılması kabul edilemez. İşimizi geri istiyoruz. Direne direne kazanacağız” pankartı ile sık sık “Bijî berxwedana kedkara”, “İşçiler burada hırsız kayyım nerede?” ve “Hak, hukuk, adalet” sloganları attı. Sokağın girişinde yapılan açıklamaya, sivil toplum örgütleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklamayı işten çıkarılan emekçi Hıvzullah Aktı okudu.
 
Emekleri ile çocuklarını büyüttüklerini bu kentin onurlu insanları olduklarını belirten Aktı, "Wan Büyükşehir Belediyesi genel sekreterinin kendini hukuk üstü görerek işçi kıyımı yaptığının92’inci günü. 2024 yerel seçimlerinde Wan halkı tüm ilçe belediyeleri ile birlikte Wan Büyükşehir Belediyesini ezici bir çoğunlukla kazanmış iradesini beyan ederek, kayyum rejimi ve politikasına en büyük cevabı vermiştir. 14 belediyenin tamamına kendi iradesini yansıtarak açık şekilde kayyuma ve sistemine ‘hayır’ demiştir. Ancak bu güçlü irade ve duruş, daha önce olduğu gibi hukuksuzluğu normalleştirerek bir kez daha rant, emek hırsızlığı ve kıyım anlayışıyla gasp edilmiştir. Kayyımların keyfi kararları yalnızca işçilerin ekmeğini değil, hukukun üstünlüğünü de hedef almaktadır. işçiler mahkeme kararıyla işe iade edilseler bile, aynı keyfiyetle yeniden işten çıkarılmakta, adaletin tesis edilmesi engellemektedir. Bu süreç, işçilerin yaşamına değil, kamunun kaynaklarını da zarara uğratmaktadır” dedi.
 
‘KAYYIM VE YÖNETİMİ ATANMIŞ BİRER MEMURDUR’
 
"Faşizan tavır ve söylemleri" ile Ulaş Akhan’ın belediye yönetmeye değil "kimlik üzerinden siyasete soyunduğunu" kaydeden Aktı, "Bu çıkarmalar arşiv soruşturmaları gerekçe gösterilerek yapılmış ise de biz biliyoruz ki yaklaşım ideolojik ve kimliksel yaklaşımdır. Hukukun, mahkemenin hak verdiği insanların çalışıp çalışmayacağına karar verme yetkisi bir memurun inisiyatifin de gelişmiş ise hukuk ayaklar altına alınmaktadır. Belediyeler halkındır halkın evidir. İşçinin, emekçinin, halkın ve seçilmişlerin emeği ve dayanışması belediyeyi var eder. Koruma ordusu ile kentte dolaşanlar halkın temsilcisi değil aksine meşru olmayan güçtür. Kayyum ve yönetimi seçilmediği gibi seçilmişlerin yerine atanan birer memurdur. Atanmış memurlar halk yararına olan proje iptalleri ile birlikte emekçinin işine, aşına ve ekmeğine göz dikmiş bunu proje, görev haline getirmiştir” diye konuştu.