Amed ve Wan'da halkın komisyondan beklentileri 2025-08-28 09:03:10   HABER MERKEZİ - Amed ve Wan'da yaşayan yurttaşlar, Meclis'te kurulan komisyondan hızlıca yasal düzenleme bekliyor. Taleplerin başında ise, Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü ve anadilde eğitim geliyor.    Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, çatışmalı süreçte hayatını kaybedenlerin yakınlarının ardından hukukçuları dinlemeye başladı. Komisyon bugün de 7'nci toplantısını gerçekleştirerek, çalışmalarını sürdürecek.    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli, 25 Ağustos'ta Meclis'te düzenlediği toplantıda, "Heyetlerin dinlenmesi önemlidir. Ama komisyonun esas işi bu değildir. Komisyonun esas yapması gereken iş bu dönemin ihtiyaç duyulan hukuki düzenlemelerini bir an önce hayata geçirecek olan taslakları hazırlamaktır" dedi. Temelli, ayrıca Abdullah Öcalan ile görüşülmesi gerektiğini vurguladı.    Temelli'nin altını çizdiği konular, özellikle Kürdistan'da halkın en büyük beklentilerinin başında geliyor. Amed ve Wan'da yaşayan yurttaşlara göre, sürecin ilerleyebilmesi devletin veya iktidarın somut adımlar atmasına bağlı.    ‘ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLANSIN’   Amed'de yaşayan Mustafa Yakan, çözüm noktasında henüz somut adım atılmamasının komisyona olan güveni azalttığına dikkati çekti. Mustafa Yakan, "Mesele icraat göstermekte, herkes komisyon kurabilir. Bu komisyon öncelikl Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'n özgürlüğünü, diğer tutsakların özgürlüğünü sağlasın. O zaman inanırım” şeklinde konuştu.   İpek Sütçü Subaşı, "Süreç olumlu ilerlerse rahat nefes alacağız. Büyük bir umutla bekliyoruz. İnşallah kaygılarımız son bulur, düşüncelerimiz doğrultusunda bu süreç devam ettirilir. Umuyoruz bu süreç siyasi rantlar nedeniyle son bulmaz. Komisyon herkesin fikirlerini alarak, ülkeyi ilgilendiren fikirler doğrultusunda çözümler üretmeli. Eğer taşın altına eller konulmuşsa o taş kaldırılmalı” dedi.    ‘KOMİSYONUN GÖREVİ SÜRECİ İLERLETMEK’   İktidarın adım atmamasından kaynaklı kafalarındaki soru işaretlerin halen olduğu yerde durduğunu söyleyen Mahmut Aydar, "Görüşmeler gizli saklı yapılıyor. Bir seçim yatırımı yapılmış gibi bir izlenim veriliyor. Sürece inanabilmemiz için farklı düşüncelere sahip oldukları için tutsakların fiziki özgürlüğü sağlanmalı. Meclis'te kurulan komisyonun görevi bu süreci ileri taşıyabilmektir. Bir an önce adım atılmalı. Kafalardaki soru işaretleri gidermeli. İnsanların barış sürecine olan inancı artırılmalı" ifadelerini kullandı.    Halkın görüşlerinin de komisyonda karşılık bulması gerektiğini vurgulayan Ercan Gül, “Halk meclislerinden kişilerin olması gerekirdi. Çünkü ne kadar halktan kişi olursa o kadar faydalı olur. Oyalanmasınlar, barışın çabucak olmasını istiyoruz” dedi.   ‘ADIM ATILMALI'   Kürtlerin taleplerinin karşılanması gerektiğini vurgulayan Mehmet Aslan, anadilde eğitimin en başlıca taleplerden biri olduğunu kaydetti.    Fırat Milan, "Önce Kürtlere güvence vermek için cezaevindekilerini bıraksınlar. Selahattin Demirtaş’ı bıraksınlar. Kürtlerin hakkını versinler, ondan sonra masaya otursunlar. Ama şuan gözle gördüğümüz bir şey yok" diye konuştu.    Herkesin huzur içinde evinde yaşayabildiği bir ülke istediklerini kaydeden Safiye Çevik, "Ne gerilla ne polis kimse ölmesin. Ölüm olmasın. Barışın olmasını istiyoruz. Anneler ağlamasın. Devlete artık bu sorunu çözüp ekonomiyi düzeltmeli" diye kaydetti.    Türk olduğunu ve barışı istediğini söyleyen Sezgin Duman, "Kürt ve Türk kardeştir. Tabi ki Kürtler anadillerinde eğitim görebilmeli” dedi. Melek Selim de "Barış istiyoruz" demekle yetindi.    WAN'DA HALKIN BEKLENTİSİ     Wan'da yaşayan Murat Bayad, süreçten büyük beklentilerinin olduğunu ifade etti. Murat Bayad, “Savaştan uzak, kavgasız, gürültüsüz, rahat bir ortam istiyoruz. PKK’nin silah yakması barış için çok olumlu ama iktidarın somut bir adım atmadığını görüyoruz. Savaş değil artık siyaset konuşmalıdır. Toplum olarak, komisyon tarafından bir adım atıldığını göremedik. Kentlerde halen sıkı yönetim gibi durumlar devam ediyor. Bize bu barışı hissettirecek adımlar gerekiyor. Çünkü biz halk olarak bu sürece destek veriyoruz. Tutsakların serbest bırakılmaması bizi kaygılandırıyor. Bir an önce bu barış gelmeli” dedi.   Sürecin bitmesini kimsenin istemediğini söyleyen Abdullah Atilla, “Türkiye’de yaşayan tüm halklar şuan barış istiyor ve umarım barış olur. 27 Şubat’tan bugüne kadar somut olarak bir şey göremedik. Mesela Bekir Kaya, Selahattin Demirtaş gibi siyasetçilerimiz halen cezaevindeler. Barış olacaksa kimsenin birbirini kandırmaması gerekiyor. Bence iktidar bir kandırmaca içindedir. Kendi toprağımda barış içerisinde yaşamak istiyorum. Bizim amacımız ve dileğimiz barıştır. Kentlerimizde halen kayyım var. Kayyım Wan’ı 50 yıl geri götürdü. Şu an insanları işlerinden atıyorlar. Wan için bir taş alıp bir taşın üstene koymadılar. Sadece barış değil her konuda mağduruz. Yani barış sağlanmadığı zaman tüm halklar mağdur oluyor. Şeffaf olun, hepimiz kardeşiz ve bu vatan hepimize yeter” diye konuştu.    ‘SÜREÇ YAVAŞ İLERLİYOR’   Sürecin yavaş ilerlediğini aktaran Sezer Rüstemoğlu, “Silahların bırakılması olumlu ama bazı adımların da atılması gerekiyor. Bu süreçte silahların susması ve kanın durması hepimiz için iyi oldu. Siyasi tutsakların serbest bırakılması gerekiyor. Okullarda anadilimize önem verilmesi ve öncelik gösterilmesi gerekiyor. Umarım bu süreç bizim için çok iyi geçer. Şu ana kadar eksiklilere rağmen güzel geçiyor ama eksikliklerin tamamlanmasını istiyoruz. Barış ve huzur içinde yaşamak istiyoruz” diye belirtti.    ‘SİLAHLARIN BIRAKILMASI ÇOK OLUMLU’   Barış süreci ile ilgili iktidarın verdiği sözleri tutmadığını kaydeden Muhammed Esat Üstün, “Şu an kimse neler olup bittiğini bilmiyor. PKK silahları yaktıktan sonra barış süreci başlatacaklarını söylediler ama bir ilerleme yok. İktidarın adım atmasını bekliyoruz. Ama haberleri de izliyoruz ortada hiçbir şey yok. Yani hasta tutsaklara karşı bir gelişme yok. Kentlerimizde halen güvenlikle ilgili sorunlar var. Sokaklarda sürekli GBT yapılıyor, bize kötü davranıyorlar. Küçük çocukları bile sokakta durdurup GBT yapıp soru soruyorlar” ifadelerini kullandı.    ‘CENAZELER GELSİN İSTEMİYORUZ’   Barışın dünyanın en güzel şeyi olduğunu dile getiren İhsan Duran, “PKK, 40 yıldır mücadele ediyor ve Öcalan’ın çağrısıyla silah bıraktılar. Bu o kadar da kolay olmamıştır. Şuan bir süreç ilerliyor ve umarım sonu barışla sonuçlanır. Bir memlekete demokrasi geldikten sonra her şey olumlu olur. Bu ülke ve Cumhuriyet demokratikleşirse bence hiçbir sorun kalmaz. Şuan 30 belki 35 yıldır cezaevinde olanlar var; yine hasta tutsaklar var. Barış olursa bu sorunlar da çözülür. Bu ülkeye cenazeler gelsin istemiyoruz. Ölen gençler bu ülkenin, bu halkın çocuklarıdır” dedi.    'ÖCALAN’IN KARARINA SAYGI DUYUYORUZ’   Abdullah Öcalan’ın kararına ve barış çabasına inandıklarını söyleyen Beritan Kaya, “Hiçbirimizin beklemediği bir anda barış çağrısı geldi. Yıllardır büyük bir mücadele veren Sayın Abdullah Öcalan’ın kararına hepimiz büyük saygı duyuyoruz ve gençler olarak daima arkasındayız. Kürdistan bizim topraklarımız ve birlik olalım. Kürtlere artık zulüm edilmesin. Artık ırkçılığa uğramak istemiyorum” dedi.    Halkların birbirlerine olan düşmanlıklarının bitmesi gerektiğini ifade eden Gülten Orhan, “Bu coğrafyaya artık huzur ve barış gelsin. Ölen her insana çok üzülüyoruz. Barış sürecinde kadınlar sorumluluk düşüyor. Kadınlar isterse barışı da getirebilir” diye belirtti.