Akademisyen Neşe Özgen: Tecrit barışın önünde en büyük engel 2025-08-14 09:08:49   İSTANBUL - "Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum" kampanyasının yürütücüsü Avrupa Özgürlük ve Barış Forumu üyesi Neşe Özgen, tecridin barışın önündeki en büyük olduğunu söyledi.    Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözümü için yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın ardından, Avrupa Özgürlük ve Barış Forumu (EFFP) da Abdullah Öcalan'ın süreci yönetebilmesi için koşullarının iyileştirmesi amacıyla 5 Haziran'da "Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyorum" kampanyası başlattı. Çeşitli çalışmalarla Abdullah Öcalan ile yüz yüze görüşmelerin sağlanması ve toplumun sürece dahil edilmesini hedefleyen kampanyanın yürütücüsü EFFP üyesi akademisyen Neşe Özgen, kampanyanın amacına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.    PKK'nin 12. kongredeki kararlarının ardından kampanyayı başlattıklarını belirten Neşe Özgen, Türkiye'de antidemokratik uygulamalar nedeniyle yurt dışına çıkmak zorunda kalan akademisyen, aydın, siyasetçi ve gazetecilerin kampanyada yer aldığını söyledi. Neşe Özgen, "Temel hedefimiz ülkemizin barış ve demokrasiye kavuşmasıdır. Bu yüzden bu kampanyayı başlattık" dedi.   Kampanyanın devam ettiğinin bilgisini veren Neşe Özgen, "Kampanyamız Öcalan'ın Barış Demokratik Toplum Çağrısı'yla başlayan yeni döneme bir cevap niteliği taşıyor. Temel hedefimiz sadece Sayın Öcalan'ın üzerindeki tecridi kırmak değil, aynı zamanda bir zulüm rejimini yıkmaktır. Aynı şekilde hakkın, özgürlüğün, hakikatin, barış sözünün, her şeyin sadece 'terör' diye damgalandığı bir zulüm rejiminin temel basamaklarından birisini aşabilmektir" diye konuştu.    'SAYIN ÖCALAN’IN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLANMALI'   Abdullah Öcalan'ın çağrısının herkes tarafından sahiplenmesi gerektiğini söyleyen Neşe Özgen, "Talebimiz Sayın Öcalan'ın fiziki koşullarının düzeltilmesi ve serbest bırakılmasıdır. Çünkü müzakere eden taraflardan birinin siyasi özgürlüğü bulunmadan tartışmalara, toplantılara eşlik edemez. Temel olarak bu koşulların sağlanmasını amaçlıyoruz. Diğer bir talebimiz ise insanların da, örneğin bir öğrencinin, bir ev kadınının, bir çocuğun, bir gencin veya herhangi birisinin gidip Öcalan'la görüşebilmesi, Öcalan'ın sözünü duyurabilmesidir. Tabii ki nihai hedef Öcalan'ın serbest bırakılmasıdır. Söz hakkına ve özgürlüğüne kavuşabilmesidir" diye belirtti.    'EYLEM VE ETKİNLİKLER DEVAM DİYOR'   Hedeflerinin birinin barış ve demokrasi ekseninde bir diaspora geliştirmek olduğunu vurgulayan Neşe Özgen, bu amaçla çeşitli çalışmalar yaptıklarını anlatarak, "300'e yakın bir girişim grubumuz var. Bunun içerisinde hak arayan inisiyatifler, aktivistler, forumlar, dernekler, oluşumlar, girişimler var. Bu kampanya kapsamında 13 ülkeden 100 kadın, Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı'na mektup gönderdi. Temmuz ayında Avrupa'nın farklı ülkelerinden aralarında gazeteci, yazar, akademisyen, sendikacı, parlamenter ve hukukçuların da olduğu 39 isim, 'Abdullah Öcalan'ı ziyaret etmek istiyorum' kampanyası kapsamında Türkiye'ye gitmişti. Yine 24 Temmuz'da Insisting On Freedom (Özgürlük İçin Israr Ediyoruz) üyeleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmek amacıyla Avrupa'dan Türkiye'ye gelerek Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü sağlanmasının en başta Ortadoğu barışı olmak üzere tüm dünya barışına giden yolu açtığını ve görüşmenin önemli olduğunu vurguladılar. Son olarak EFFP'nin kampanyası ve çalışmalarına dair 8 Ağustos'ta ise kapsamlı bir rapor yayınladık. Tabii ki raporda özellikle Sayın Abdullah Öcalan'ın fiziki, söz ve düşünce özgürlüğünün önemine dikkat çekildi. Çalışmalarımız devam ediyor" şeklinde konuştu.    'ÇOK FARKLI KESİMLERDEN DESTEKLER GELİYOR'   Kampanyaya yüzden fazla kurum ve kuruluşun yanında bireysel desteklerin olduğunu aktaran Neşe Özgen, "Bizler yurt içinde de bu kampanyayı yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Kampanyaya katılanların çeşitli videolar çekmelerini istiyoruz ve bunları sayfamızda yayınlıyoruz. Kampanyanın destekçilerinden olan Ashish Kothari, Hindistan'da kurucularından bir çevre eylem grubundan. İlginç bir şey yaptı; Gandhi ile Öcalan'ı hayali bir biçimde buluşturduğu bir yazısı var. Bunu da yayınlamıştık. Siyasi konuşmalar açısından aslında birbirine tamamen zıt gibi görünen bu iki düşünürün nerelerde buluşabildiğini, barış düşüncesini nasıl tartışabildiğine dair iyi bir deneme olduğunu söyleyebiliriz. Bunun gibi çok farklı isimler kampanyamızda yer alıyor" diye belirtti.    'TECRİT SİSTEMİ BARIŞIN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGELDİR'   Tecridin barışın önündeki en büyük engel olduğunun altını çizen Neşe Özgen, şöyle devam etti: "Barışı savunmanın cesaret, süreklilik ve küresel bir dayanışma gerektirdiğini kampanyanın bir kez daha gösterdiğini vurgulamak isterim. Hakikaten barışı savunmak kolay bir iş değil. Özellikle son 20 yıldır terörize edilmiş olan demokrasi grupları ve demokrasi düşüncesini savunmak cesaret, süreklilik ve küresel dayanışma gerektiriyor. Raporumuzda yine vurguladığımız şeylerden bir tanesi demokrasi ve barış talebine dair bu sesi daha da yükseltmek ve bundan sonra Avrupa ve Türkiye'de başvuru gruplarının sayısını artırmak olacak. Zaten EFFP'nin kuruluş amaçlarından bir tanesi sadece Türkiye ve Kürdistan'da yaşananları Avrupa'da dillendirmek değil, aksine Avrupa'da da bir demokrasi ve sosyalist güçlerin, güçlerin, Türkiye'deki ve Kürdistan'daki ve Ortadoğu'daki yapıya dair söyleyecek sözü olan demokrasi güçlerinin sesinin içeride de duyulmasını sağlamak, yani farklı bir diaspora anlayışı geliştirmeye çalışıyoruz."    MA / Esra Solin Dal